İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır
Sosyal fobi ise bu duruma aykırıdır ve kişiyi zamanla yalnızlığa iter.
Normalde hepimiz sosyal bir ortamda bir miktar kaygı duyarız! bu bizim davranışlarımızı kontrol etmemizi sağlayan sağlıklı bir mekanizmadır!
Sosyal anksiyete bozukluğunda ise bireyler sosyal durumlarda değerlendirileceği ve rezil olacağı korkusunu aşırı ve sık yaşamaktır
Yabancı bir ortamda bulunmak, grup aktivitelerine katılmak, okulda söz almak, sesli okuma yapmak, tahtaya kalkmak, yabancı ortamda yemek yemek-tuvalete gitmek gibi durumlar kişi için tehdit oluşturur
Sosyal iletişim sırasında; yüzde kızarıklık, terleme, titreme, sesin incelmesi ya da titremesi, çarpıntı, nefes darlığı, bayılacak gibi olma benzeri vücut belirtileri sık görülür
Bu belirtilerin eşlik etmesi kişide fark edileceği endişesini artırır. Bu kısır döngüyle beraber kaçınmalar artar.
Sosyal anksiyetede dikkat içe yönelmiştir. Kişi rezil olacağı, yanlış yapacağı, saçmalayacağı, dalga geçileceği, onaylanmayacağı ve sevilmeyeceği gibi düşünce hatalarına yoğunlaşmıştır!
Bu nedenle karşısındaki kişinin konuşmasını dinleyemezler, kendisiyle meşguldür-dikkat sorunları yaşar ve iletişimin akışını takip edemezler! İçe yönelen dikkat ve bakışlardaki tehdit algısı nedeniyle göz teması kurmaktan kaçınırlar.
çocuğun gelişimi ve sosyal anksiyete bozukluğu
Sosyal anksiyete bozukluğu’nun %40’ı on yaş altında %95’i ise 20 yaş altında başlamaktadır. bu nedenle çocukluk dönemi sosyal anksiyete bozukluğu açısından dikkat edilmesi gereken bir yaş dönemidir
6 ay-3 yaş dönemi: çocuğun gelişiminde yabancılamanın olduğu dönemdir. Bu dönemde yabancılara karşı reaksiyon gösterebilirler. Ancak bu durumun çok yoğun, yatıştırılmayacak ağlama krizleri şeklinde olması gelişebilecek bir sosyal fobi açısından uyarıcı olabilir
3-5 yaş dönemi ise çocuğun çevresi ile etkileşime girmeye başladığı dönemdir. Bu dönemde çocuklarda utanma duygusu gelişmeye başlar, paylaşmayı yeni öğrendiği için zorlanabilir. Bu dönemde yaşıtlarıyla iletişim, grup oyunlarına katılma, oyunun kurallarına uyması beklenir
6-7 yaş sonrası çocuğun çevrenin kendisinden bağımsız olduğunu fark etmesi ve başkalarının söylediklerini önemseme dönemidir. Hayatlarına giren okul ortamıyla sürekli sosyal bir etkileşim ve performans sergileme gerekliliği başlar.Bu dönemde dalga geçilmesine karşı hassas olurlar. Yanlış yaparsa kızılacağı, sevilmeyeceği algısı başlayabilir
12-13 yaş dönemi ile çocuklarda ergenlik süreci kimlik gelişimi ve empati becerilerinin geliştiği dönemdir.
Bu süreçte genç toplumda kendine bir yer arar. Genç için yaşıtlarının ve karşı cinsin fikirleri daha önemli bir hal alır.
Bu nedenle sosyal becerilerin öneminin arttığı; gruplaşmaların olması, popüler gruba alınabilme, henüz kendisinin dahi tam sindiremediği bu yeni kimliğin kabul görmesi gündemi vardır.
Kişiliğine yönelik yorumlar tehdit algısı oluşturur. Eleştiriye, akıl verilmeye, ailenin kendisine çocukmuş gibi davranmasına tahammülü yoktur!
Sosyal anksiyete bozukluğunda gidişat
Sosyal durumlardan kaçınma, kişinin işlevselliğini ciddi düzeyde olumsuz etkiler
Sosyal etkileşimin fazla olduğu performans sergiledikleri için okulda derse katılmama, zamanla ders başarısında düşüş yaşamaları yetersizlik hissini arttırır
Okula gitmek istememe, her sabah ağlama karın ağrısı gibi şikayetler durum ilerledikçe okul terki!!! İle sonlanabilir
Günboyu dışarda kendisini baskılayan çocuk ev ortamında çok konuşma, aşırı hareketlilik ve sık öfke patlamaları yaşayabilir
Tek başına otobüse binmek istememe, markete gidememe gibi kalabalıktan kaçınmalar günlük ihtiyaçlarını karşılamasını engelleyebilir
Evden çıkmak istememe eve misafir gelmesinden rahatsız olma gibi durumlar aile içi çatışmaları artırabilir
Sosyal fobik bireyler sıklıkla dışlanma, kabul görmeme korkusuyla “hayır” diyemedikleri ya da kendini savunamadıkları için zorba bireylerin kurbanı olma riski taşırlar
Gerçek olmayan yani sanal ortamda arkadaşlık kurmalarını sağlayan sosyal ağları sık kullanma; buna bağlı uygunsuz arkadaşlıklar, fiber zorbalık, ve internet bağımlılığı riski vardır
Derin bir yalnızlık depresyonü da beraberinde getirir.